Tohum kabuğunun epiderm tabakası, yan cidarları (kenarları) ince diş cidarı ise kalın ve kutikul ile örtülü bir çok epiderm hücrelerinden oluşmuştur. Lifler, bu hücrelerden bazılarının önce dışa doğru birer çıkıntı yapmaları, sonra da bu çıkıntıların uzamaları ile oluşurlar. Lif hücresi uzamaya başladığı anda çekirdek ve protoplazma da uzantıya geç erek içini tamamen doldurur. Epiderm hücrelerinin tümü aynı uzunlukta değildir. Bazıları 50-60 mm'ye bazıları ise 1-4 mm'ye kadar uzar. Uzun olanlara "lif", kısa olanlara ise "hav" denir (Linter: liflerin çırçır makinesi ile alınmayan tohuma yakın kısımları ile havdan oluşur.).
Lifler ilk önce tohumun taban kısmında sonra orta ve uç kısımlarında çiçeğin açtığı gün veya ertesi oluşmaya başlar. Hav ise oluşum zamanı çiçekten 5-6 gün sonra olmaktadır. Zaten hav lifin %10 kadardır. Tohum üzerindeki lif ve hav adedi kalıtsal bir özellik olup varyetelere göre çok değişir (Kısa elyaflı pamuklarda 3600-9200, orta elyaflı pamuklarda 7800-14700, uzun elyaflı pamuklarda ise 20000 kadar lif bulunur.). Tohumu çok ya da az havlı varyeteler olduğu gibi, hiç havsız veya bir kısmı havlı varyetelerde bulunur.
Çiçeğin açtığı gün yumurta döllenip tohumun oluşması ile birlikte, liflerde oluşmaya ve hemen uzamaya başlar. Varyete ve yetişme koşullarına göre elyaf 17-24 günde azami uzunluğa ulaşır. En süratli uzuma 10-20 gün, en yavaş uzama ise ilk ve son birkaç günde olur. Havın uzaması ile 10-11 günde tamamlanır.
Liflerin uzunlukları ve uzama süreleri kalıtsal bir özelliktir. Uzama süresi, uzun lifli pamuklarda uzun, kısa lifli varyetelerde ise kısadır. Aynı zamanda erkenci çeşitlerde de uzaması süresi kısadır. Liflerin uzunluğu, kısa elyaflı pamuklarda inceliğin 1000, orta elyaflı pamuklarda 2000, uzun elyaflı pamuklarda 3000 katıdır.
Lif uzunluğu kozanın bitki üzerindeki, tohumun koza içindeki ve lifin tohum üzerindeki yerine göre değişir. Bitkinin orta kısmında bulunan kozaların lifleri, hem tabandaki ilk açan, hem de uçtaki son açan kozaların liflerinden daha uzundur. En kısa lifler mevsim sonunda açan kozalarda bulunur. Değişik tarihlerde açan kozaların lif uzunlukları farkı bazen 8 mm yi bulur. Çenetlerin ortasındaki tohumlar en uzun, tabandakiler en kısa, uçlarındaki tohumların lifleri ise orta uzunluktadır. Bir tohum üzerindeki liflerin uzunluk farkları 3-5 mm yi bulur. Islah edilmiş çeşitlerde bu fark daha az olup elyaf daha üniformdur (Üniform pamuklarda fire az olur). Lifin uç ve tohuma yakın kısımları ince, orta kısmı kalındır.
Yetişme koşullarının lif uzunluğu üzerinde etkisi, çeşidin kalıtsal potansiyeli ile sınırlı olarak büyüktür.
Seconder Duvarın Oluşması:
Pamuk lifi uzamaya devam ettiği sürece çap genişliği hiç değişmez.Bu dönemde lif hücresi cidarı 0.2 mikron kadardır. Lifi dış etkenlere karşı koruyan ilk cidara "Primer Cidar" denir. Sekonder cidar, pamuk lifinin uzaması durduktan sonra oluşmaya başlar.
Primer cidarın iç yüzünde 24 saatlik bir zaman içinde, gündüz koyu renkli ve sık yapılı, gece ise açık renkli ve gevşek yapılı bir çift halka oluşur. Sabit ısı ve ışık koşullarında bu halkalar oluşmaz. Halkaların sayısı arttıkça sekonder cidar içe doğru kalınlaşır. Kalınlaşma arttıkça, lifin sağlamlığı, parlaklığı ve büklüm sayısı da artar. Bu kalınlaşma koza açmazdan 3-4 gün öncesine kadar devam eder. Seconder cidarın kalınlaşması, varyetelere ve iklim koşullarına göre 30-50 günde tamamlanır. Bu süre, uzun lifli ve geç gelişen varyetelerde daha uzundur. Geç olgunlaşan liflerin sellilöz halkalarının adedi fazla olmasına rağmen cidarı daha incedir.
|
|
Resim: Fibrillerin Yapı Görünümü | Resim: Olgun ve olgun olmayan liflerin görünümü |
Büklümlerin Oluşması
Pamuk kozası 25-30 günde normal büyüklüğünü alır ve bu süre içinde lif uzunluğunu tamamlar. Bu sureden sonra tekrar 25-30 gün içinde lif cidarı kalınlaşır; koza kabuğu su kaybederek büzülmeye ve çenetler çatlayıp açılmaya başlar. Ayrıca çekirdeğin irileşmesi, liflerin bükülmeye başlaması sonucu meydana gelen iç basınç da kozanın açılmasını kolaylaştırır. Koza açılmazdan önce henüz canlı durumda olan ve düz bir boruyu andıran lif hücresi, kozanın açılması ile rüzgar ve sıcaklığın da etkisiyle kuruyup yassılaşmaya sonra da değişik yönlerde kıvrılıp bükülmeye başlar.
Bir pamuk lifinin cidarı baştan sona kadar aynı kalınlıkta değildir. Üzerinde bir çok çukurluk ve boşluklar vardır. Söz konusu boşluklar, kozanın oluşumundan 25-35 gün sonra oluşur. Kozanın çatlayıp elyafın kuruması ile boşluklar kapanmaya başlar. Bu sırada lif, anılan çukurların kenar durumuna göre değişik yönlerde bükülür.
Büküm adedi fazla olan lifler, ışığı iyi yansıttıkları için daha parlak, sıkı sarkılıp iyi tutundukları için de daha sağlam olurlar
Seconder duvarı tam oluşmuş büklüm sayısı fazla olan life olgun lif denir. Her pamuk bitkisinin, bitkide her kozanın, kozada her tohumun, hatta bir tohumun da tüm lifleri aynı derecede olgunlaşmış değildir. O nedenle bir lif demetinde, daima az veya çok yarı olgunlaşmış ya da hiç olgunlaşmamış lifler bulunur. Olgunlaşmamış liflerin sekonder cidarları çok ince olup büklümleri hemen hiç yoktur. Bunlara ölü lifler denir.
Liflerin olgunlaşmaması, bakım işlerinin zamanında ve gereği gibi yapılamaması, yapılsa bile bundan tüm bitkilerin aynı ölçüde yararlanamaması, bitkinin tabanında ve iç kısımlarındaki kozaların daha az güneş görmeleri, tepedekilerin sıcaklığın düştüğü bir devreye rastlamaları, ayrıca hastalık ve zararlıların enfeksiyonu gibi sebeplerden ileri gelebilir.
Resim: Lifteki Kıvrımlar |
Resim: Kıvrımın Detay Görünümü
Liflerin Yapısı
Olgun bir pamuk lifi dıştan içe doğru primer cidar, sekonder cidar ve merkezi kanal (lumen) olmak üzere üç bölümden oluşur. Bunların her biri değişik bir yapıya sahiptir. Hatta sekonder cidarın muhtelif kısımlarının yapıları dahi birbirine benzemez.
Primer cidar başta sellilöz olmak üzere mum ve pektin maddelerinden ibarettir. Özellikle mum tabakası lifi dış etkenlere karşı korur fakat su ve boyanın life nüfuz etmesini engeller.
Sekonder cidar tamamen saf sellilözden oluşmuştur. Bu cidarın dış kısmındaki sellilöz molekülleri primer cidardakilerden daha parlak yapıya sahiptir. Buradaki fibriller helezoni şekilde ve kaba yapılıdır. Sekonder cidarın en kalın kısmı ortasıdır. Lif ağırlığının %90 nı burası teşkil eder. bu bölgedeki sellilöz molekülleri diğer katlardan daha kristal ve fibriller birbirine daha paraleldir. Life asıl sağlamlığını sağlayan orta kısmıdır. Sekonder cidarın lumene yakın kısmı, olgunlaşma döneminin sonuna doğru oluştuğu ve daha az sellilöz biriktiği için fazla mukavim değildir.
Lifin merkezi kanalında ise çekirdek ve protoplazma kalıntıları bulunur. Bunlar pigment, kül şeker, organik asitler ve diğer maddeleri içerirler. Merkezi kanal, elyafın su ve boya emmesini kolaylaştırır. Bu emme işi, lif yüzeyindeki çok küçük delikçikler vasıtasıyla olur. Eğer su ve boyanın ihtiva ettiği kimyasal maddeler merkezi kanalda fazla birikir ve orasını tamamen doldurur ya da yüzeydeki delikleri kapatırsa, lifin hem kopma mukavemeti hem de parlaklığı azalır. Tarlada veya ambarda fazla rutubet almış elyafın sağlam olmamasının sebeplerinden birisi de budur.
Tablo 1: Lifin Kimyasal Yapısı
Elyaf Bileşimi | Kuru Madde Ağırlığı (%) |
| ||
Ortalama | En Az | En Çok | ||
Sellilöz | 94 | 88 | 96 | |
Protein (N x 625) | 1.3 | 1.1 | 1.9 | |
Pektin Maddesi | 1.2 | 0.7 | 1.2 | |
Kül | 1.2 | 0.7 | 0.6 | |
Mum (Yüksek alkol ve organik asitler) | 0.6 | 0.4 | 1.0 | |
Şekerli Maddeler | 0.3 | - | - | |
Pigment | Çok az | - | - | |
Diğerleri (sitrik, malik asit B1, B6 Biotin vb) | 1.4 | - | - | |
Kaynak: Mehmet Aydemir, Pamuk Islahı, Yetiştirme Tekniği ve Lif Özellikleri, İzmir-1982, s.68.
Liflerin normal gelişebilmesi için, yetişme dönemindeki sıcaklığın 20 - 38 oC arasında olması gerekir. Bu derecelerin altında ve üstündeki sıcaklıklar lif kalitesini düşürür. Sıcaklığın yetersiz olduğu yer ve zamanlarda kozaların oluşması ve elyafın olgunlaşması gecikir, lif normal uzunluğu alamaz. Çiçek koza açma döneminde gece sıcaklığı yükseldikçe lif uzunluğu artar ve en fazla artış 15-21 oC de olur.. Daha yüksek derecede düşme görülür.
Yeterli sulama, lif uzunluğunu genetik sınırlar içinde en yüksek düzeye ulaştırır. Eksik sulanan ya da susuz yetiştirilen pamukların lifleri kısa, kalın, kopma mukavemetleri zayıf, tecanüsü azdır. Su azalan pamukların lif hücresinde zehirli maddelerin birikmesine ve lifin kısa kalmasına neden olur.Suyun lif uzunluğu üzerindeki olumlu etkisi, sulama tarihinde henüz gelişmesini tamamlamamış olan 4-25 günlük kozalarda görülür. Diğer kozalarda liflerin uzaması durmuştur. Bunlarda elyaf kalınlığının artmasını sağlar.
Kumlu topraklar geçirgen olduklarından yetişen bitkiler, su ve besin maddelerini dengeli ve yeterli ölçüde alamadıklarından lif mukavemeti, uzunluğu ive tecanüsü düşük olur. Killi toraklar besin maddelerince zengin ve geçirgen olmadıklarından, normalin üstünde bir vegatatif gelişme gösterir. Killi topraklar geç ısındığından kozaların geç olgunlaşmasına ve lif kalitesinin düşmesine neden olur.
Azotlu gübreler, lif uzunluğunu, kopma mukavemetini olumlu, çırçır randımanını olumsuz yönde etkiler. Fosforlu gübreler olgunlaşmayı çabuklaştırır. Potaslı gübreler, lifin parlaklığını, olgunluğunu, tecanüsünü ve cidar kalınlığını olumlu, çırçır randımanını ve neps adedini olumsuz yönde etkiler.
Hastalık ve zararlılar, pamuğun ıslak, yaprak ve koza parçacıkları ile toplanmasına neden olur ve çırçırlanma sırasında iyi temizlenmemesi yada makinelerin elyaf ve çekirdek kırması, elyaf parlaklığını, mukavemetini ve tecanüsünü düşürür.
Tablo: Sulu Ve Kuru Şartlarda Üretilen Pamukların Bazı Özelliklerin Mukayesesi
Verim | Sulu tarımdan 3-4 kat daha fazladır. |
Hasat | Kuruda 15-20 gün erken gelir. |
Çırçır Randımanı | Kuruda daha yüksektir. |
Elyaf Uzunluğu | Suluda 3-4 mm daha uzun. |
Elyaf Karakteri | Sulu pamukta daha yüksektir. |
Çiğin % Yağ | Sulu çiğitde daha yüksektir. |
İplik İmalatı | Sulu pamuk iplik ve dokumaya daha elverişlidir. |
Fiyat | Sulu pamukların fiyatı daha yüksektir. |
Sentetikle paçal Kabiliyeti | Sulu pamuklar daha iyi netice verir. |